| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | very beautiful s. | çok güzel | ||
|
But he has a nice face, and very beautiful dark eyes. Ama güzel bir yüzü ve çok güzel kara gözleri var. More Sentences |
||||
| Genel | very beautiful s. | şiir gibi | ||
| Genel | very beautiful s. | huri gibi | ||
| Genel | very beautiful s. | fıstık gibi | ||
| Genel | very beautiful s. | lokum gibi | ||
| Genel | very beautiful s. | ayın on dördü gibi | ||
| Genel | very beautiful s. | ömre bedel | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | be very beautiful f. | çok güzel olmak | ||
|
He has a daughter who is very beautiful. Onun çok güzel olan bir kızı var. More Sentences |
||||
| Genel | very beautiful girl i. | çok güzel kız | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | you are very beautiful expr. | çok güzelsin | ||
| Konuşma | you look very beautiful expr. | çok güzel görünüyorsun | ||
| Konuşma | your eyes are very beautiful expr. | gözlerin çok güzel | ||
| Konuşma | your eyes are very beautiful expr. | gözleriniz çok güzel | ||
| Konuşma | you are very beautiful expr. | siz cok güzelsiniz | ||
